Bayrami təriqətı

Vikipediya, açıq ensiklopediya - ویکیپدیا ، آچیق انسایکلوپدیا

Bayramilik, Bayramiye Təriqətı;

Hacı Bayram-ı Velinin kurduğu təriqətın adı kendisine izafeten Bayramilik Tarikatı olarak tanınmıştır.


[redaktə / تحریر] Fəlsəfəsi

Bayramiliq; Ebherilik, Nəqşbəndilik (Nakşibendilik) və Xəlvətilik (Halvetilik) təriqətlarının birleşimi olarak kurulmuştur. Bu təriqətda üç temel unsur vardır. Bunlar; Cezbe, Muhabbet, Sırr-ı İlahi olarak sıralanırlar.

Kulun Allah’a doğru aşk ilə çekilmesine Cezbe, Allah’ın kulu kulunda Allah’ı sevmesine Muhabbet denir. Bayramilikte bu ikisini elde eden mürid ilahi sırrı elde etmek için çaba gösterir.

Her təriqətın kendisine özel bir başlığı (takke) bulur ki bu başlığa Tac denir. Bayrami ttəriqətının tacı beyaz renkli, altı dilimli olup tam tepesinde beyaz keçeden birbiri içinde üç daire bulunurdu. Buna gül adı verilirdi. Bu başlığın üzerine yeşil renkli sarık sarılırdı.


[redaktə / تحریر] Tarixcəsi

Hacı Bayram Veliden sonra Bayramiliq ikiye ayrıldı. Hacı Bayram Velinin halifelerinden Akşemsedin (Bayramiyye-i Şemsiyye) və Bıçakcı Ömer Dede (Melâmiyye-i Bayramiyye)

Bayramiyye-i Şemsiyye: Akşemseddîn ise, Sikkînî Ömer Dede’nin ak­sine, taraftarlarıyla birlikte daha ılımlı bir tavır takınmış ve klâsik Sünnî İslâm tasavvufunun düşün­cesi istikāmetinde hareket ederek, devlet yöneticileri ile arasında problem çıkaracak bir yola sapmamış, Osmanlı merkezî yönetiminin en tepesinde bulunan Fateh Sultan Məhəmməd ilə arasında kurduğu yakın ilişki sâyesinde, Osmanlı yönetiminin desteğini sü­rekli yanında bulmuştur.

A. Gölpınarlı, Bayramî təriqətında Akşemseddin kolunun (Bayramiyye-i Şemsiyye) "tamâmiyle klâsik ve ehl-i beyt muhibbi olmakla birlikte, Sünnî bir tarîkat' olduğunu ve Şiî temâyüllere hiç rastlanmadığı­nı belirtir.

Bayrami təriqətı silsiləsi: Hacı Bayram Veli - Akşemseddin - İbrahim Tennuri - Muhittin İskilibi - Muslihüddîn-i Sirozî

Melâmiyye-i Bayramiyye: Sikkînî (Bıçakçı) Ömer Dede vasıtasıyla Bayramî Melâmîliği (Melâmiyye-i Bayramiyye) olarak anılan yeni bir kol ortaya çıkmıştır. Osmanlı merkezî yönetimi karşısında muhâlif bir vaziyet alacaktır. Bu muhâlefet çerçeve­sinde, Osmanlı yönetimini zaman zaman sıkıntıya sokan ve sert tedbirler almaya zorlayan hâdiselerden, XVI. yüzyılın ilk yarısındaki Oğlan Şeyh İsmâil-i Ma’şûkî’nin savunduğu aşırı fikirleri yüzünden on iki mürîdi ile İstanbul’da îdam edilmesi ve aynı yüzyılın ikinci yansında Bosna ve havâlisinde zuhur eden ve aynı geleneğin devâmı olan Hamzavî (Bayramî) hareketinin kanlı bir şekil­de bastırılması bilhassa dikkati çekmektedir.


Başqa dillərdə