İstifadəçi:Mezahir.abdullayev
Vikipediya, açıq ensiklopediya - ویکیپدیا ، آچیق انسایکلوپدیا
BANKACILIĞIN DOĞUŞU ve GELİŞİMİ
Dünyada bankacılığın ilk ortaya çıkışı, bu organizasyonların sunmuş oldukları hizmetlere yönelik gereksinim ve taleplere bağlı olarak bir gelişme göstermiştir. Sözkonsu gelişme sürecinde toplumların soyso-kültürel yapıları da kendi etkisini sergilemiştir. Bankacılığın gelişimi para kavramının gelişimi ile paralellik arz etmektedir. Paranın fonksiyonundaki artışa düz orantılı olarak bankacılığın önemi artmıştır. (Bankacılığın doğuşu makaleye bak)
Bankacılığın ilk çıkış zamanının altıbin sene öncesine Sümerlere dayandığı bilinmektedir. M. Ö. 3. Yüzyılın sonlarından itibaren ise Roma’da “argentarii” denilen özel bankacılar ve “numalarii” diye isimlendirilen para değiştiriciler görülmektedir. Bankacılık yapanların bir çoğu azat edilmiş Yunan esirleri olmaktaydı.
Dünya politikası ve ticaretin Roma’da toplanması Roma bankerlerinin işlerinin gelişmesine neden olmuştu. İmparatorluk döneminde Roma’da merkezi bir kontrol bürosunun denetim ve idaresi altında bütün eyaletlerde devlet bankaları kurulmuştur. Sözkonusu bankaların hesap özetleri Roma’daki merkezi bürolarda toplanırdı.
Fakat dördüncü yüzyılda Roma imparatorluğu yıkıldı. Bu yıkılma Batı’da o zamana kadar bankacılık sektöründe kaydedilen gelişmeleri de kendisiyle götürmüş oldu. Buna rağmen, Bizans İmparatorluğu’nda Roma Tipi devlet bankaları faaliyetlerine devam ederek, bu sahada önemli gelişmelerin kaydedilmesine neden olmuştur.
Rönesans öncesi Avrupa’da politik istikrarsızlık, yolların güvensizliği, şehirlerin kale duvarlarının arkasına çekilmeleri ve sürekli muharebeler, ekonomik ve ticari hayatı felce uğratmış ve gelişmesine engel olmuştu. Bundan başka, kilisenin faizi yasaklaması ve cezaya tabi tutması bankacılığın gelişmesini önlemiştir.
Avrupa’da 11. asırdan itibaren nispi barış ortamının sağlanması şehirlerin oluşmasını ve gelişmesini sağlamıştır. Şehirlerin gelişmesi de kendi sırasında ticaretin ve ekonomik ilişkilerin gelişmesine neden olmaktadır. Sözkonusu yüzyılda ticari şehirlerin esas geliştiği ülke İtaliya idi. Bunun nedeni Venedik’in Bizans ile Latin Ülkeleri arasında bir ilişki kuran bir şehir olması idi. Böylece ticaretteki gelişme bankacılığın da gelişmesine neden olmakta idi. Bundan başka Haçlı seferleri iki şekilde bankacılığın gelişmesine tekan veriyordu. Birincisi Doğu’yla ticaretin başlamasıyla değişlerin artmasını sağlamıştır. İkinci olarak ise Haçlı seferinde de, savaşlarda hep olduğu gibi ordu ve levazımının temini ve nakli büyük tutarlarda para aktarımını gerektirmekte, bu da güven kurumlarının ortaya çıkışı ve gelişimini sağlamakta idi. (Tezer Öçal)
Faiz Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta yasak olmasına rağmen, Yahudilikte “Yabancıdan (Yahudi olmayanlardan M.A.) faiz alabilirsiniz ama kardeşinizden (Yahudi olanlardan M. A.) almayacaksınız” şeklinde Yahudi olmayanlardan alınabilmesine izin verilemektedir. Bu nedenden dolayı da Yahudiler her iki tarafta bankerlik yaparak faizle para ödünç vermek fırsatı buluyorlardı. Fakat esas olarak Avrupalılara banka işlemlerini öğreten ve bu konuda öncülük edenler Lombardlar olmuştur. Hem Lombardlar, hem de Yahudiler gittikleri yerlerde hep aynı kaideleri, hükümleri uygulamakla ticaret ve banka işlemleriyle ilgili yeknesak hukuk sisteminin oluşmasına neden oluyordu.
15 yüzyılın ikinci yarısında İstanbul’un fethi İtalya’ya doğru bir göç hareketine neden oldu. Bu göç batı dünyasını göç edenlerin kendileriyle beraber götürdükleri Yunan belgeleriyle tanıştırdı. Böylece Uygarlık Batı’ya yönelmeğe başladı. Rönesans sanat ve düşüncede, Reform Hıristiyanlıkta önemli değişiklik ve gelişmelere neden olmakta idi. Böylece kilise hukuku yerine daha liberal Roma hukuku kabul edilmekte idi. Böylece, faiz yasağı kaldırılarak faiz meşru kılınmış oldu. Bu inkılâp bankacılığın gelişmesinde önemli bir etken oldu. 1609’da Amsterdam bankası, 1637’de ise Venedik Bankası kurulmuştur.
Günümüzdeki anlamda bankacılık Sanayi Devrimi ile gelişerek ortaya çıkmıştır. Sanayi Devrimi’ nden önce tacirler ve üreticiler kendi sermayeleriyle yetiniyorlardı. Fakat sanayi devrimiyle beraber seri üretime geçme nedeniyle yeni fonlara gereksinim duymaya başlamışlardı. Bu durum hem yeni pazarları hem de büyük fonları gerektiriyor ve zaman içersinde oluşmasına neden oluyordu.
17. yüzyılda bankaların para piyasası içerisinde önemli bir fonksiyonu olmasına rağmen, paradaki istikrarsızlık önemli bir güvensizlik nedeni idi. Bu güvensizliğin giderilmesi, istikrar ortamının oluşturulması ve hazinenin ihtiyaçlarını gidermek amacıyla 1694’de İngiltere Bankası kurulmuş oldu. Bir devlet bankası olan İngiltere bankası emisyon yetkisine sahip idi. Bu özelliği nedeniyle sözkonusu banka bugünkü anlamda bir Merkez Bankası olarak nitelenebilir. 18 yüzyıldan önce banka ve bankerler kendi sermaye ve kaynaklarını ödünç vermekte idiler. XIX yüzyıldan itibaren ise bankalar daha önceki yüzyıllara mukayese edilmeyecek olanaklara, nüfuza ve güce sahip olmuşlardır. Bundan başka, sözkonusu yüzyıldan başlayarak, bankaların, ekonomik ve ticari faaliyetlerin en önemli destekleyici ve bu faaliyetleri geniş mikyasta düzenleyici kurumlar durumuna gelmiş, faaliyet alanlarına göre uzmanlaşmalarını sağlamıştır.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında savaştan çıkan ülkelerin yeniden imarı gereksinimin ortaya çıkması, sözkonusu imarların gerçekleştirilmesi için finansman gereğini ortaya çıkarmıştır. Sözkonusu finansman gereksinimi bankacılık sistemi içerisinde Kalkınma ve Yatırım Bankalarının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bundan başka 1950-1960 yılları arasında Dünya Bankası’nın desteğiyle reel sektör uzun vadeli para ve sermaye piyasası araçları ile finanse edilmiştir. Bu gelişme ticari bankaların da gelişimi olumlu yönde etkilemiştir.
1973 petrol krizi sonrasında petrol fiyatlarının yükselmesi, petrol ülkelerinin ellerinde biriken parasal kaynakların; Petrodollar’ların yeniden Avrupa ülkelerine akması Avrupa bankalarının kredi hacmini çoğaltmış, aktifteki ürün sayısının da artmasını sağlamıştır. Bu gelişmeler zaman içerisinde teknolojik değişmeler ile desteklenmiş, elektronik donanım kullanılması benimsenmiş ve yaygınlaşmış, aktifteki ürünler içerisine bireysel ürünlerin sayısı artmış ve sektördeki vade yapısı da kısalmıştır.